Blog

Onarım Terapisi

Uzm. Psk. Yeşim Selçuk


 
 
İspanya’da ‘onarım terapisi’ yargıya taşındı! 
equinox
 

Kendimiz Olabilme Mücadelemiz

Her insanın kendi olma mücadelesi vardır. Bu mücadele; içine doğduğu kök aileye, yakınlarına, sevdiklerine, topluma, siyasal sistem ya da popüler kültür gibi değişkenlere ve en temelde biteviye kendine karşı verilir.

Doğduğumuz andan itibaren kendimizi tanımlayış biçimimiz; çekirdek ailemizden edindiğimiz değerlerden ve yaşadığımız toplumsal çevre ve kültürden edindiğimiz bilgilerden etkilenir. Bu bilgiler bizden beklenenleri olduğu kadar bizim çevremize dönük beklentilerimizi şekillendirir.

Büyümeye başlayıp köklerimizden edindiğimiz bilgileri sorgulama sürecine geçtiğimizde, edindiğimiz bilgilerin asıl gerçekliğimizle uyuşmadığını fark edersek bocalamalar yaşarız. Varoluşumuz ve o güne değin bize atanan bilgiler arasındaki tutarsızlık ne kadar fazla ise yaşayacağımız iç dalgalanma o kadar şiddetli, toparlanıp kendimiz olabilme sürecine geçişimiz de bir o kadar uzun soluklu ve gitgelli olur.

Arz Talep Ekseninde Açılma ve Kabül

 
equinox
 

Cinselliğe ve toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin bilgiler yalnızca heteroseksüel ve cisgender* olmanın normal ve kabul edilebilir olduğu “heteronormativite” temeline dayandığında; heteroseksüeller ya da cisgender olmayan kişilerin iç dünyasında büyük çatışmalara sebep olur.

LGBTİ+ bireylerin cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerini gizlemek zorunda bırakan tüm kısıtlamalar, dolap metaforu ile açıklanmaktadır. Dolabın dışına çıkmak bireyin cinsel yönelimini ya da cinsiyet kimliğini başkalarına açıklaması ya da en azından gizlemek için çaba sarf etmemesi anlamına gelir. Bireyin cinsel yönelim ve/ve ya cinsiyet kimliğini başkalarına açıklaması anlamında İngilizcede “coming out” olarak geçen bu kavram, Türkçede sıklıkla “açılma” olarak adlandırılmaktadır. Açılma bir diğerine açılma gibi gündelik bir olay gibi görünse de; biz “açılma”yı kimlik karmaşasından bütünleşmeye kadar uzanan deneyimsel bir süreç olarak kabul ediyoruz. Tüm bu süreç aslında travma döngüsünün içinde kalırken travmanızı iyileştirmeye çalışmanız haline benzer.

 
*Cisgender: Cinsiyet kimliği, atanan cinsiyetine dayalı sosyal beklentilere uyumlu olan kişileri tanımlar
equinox
 

LGBTİ+ olmanın ahlaksızlık, günah ya da hastalık olarak görüldüğü bir toplumda yetişen bireyin cinsel yöneliminden ya da cinsiyet kimliğinden bağımsız olarak LGBTİ+ oluşu aşağılayan biR iç ses geliştirmesi  ve varoluşundan utanç duyması kaçınılmazdır. LGBTİ+ bireyler kendi cinsel yönelimlerini ve cinsiyet kimliklerini fark etmekte , kabullenmekte ve içselleştirmekte güçlükler yaşamakta, kabullenseler bile çoğu kez bunu başkalarına ifade edememekte, açılamamaktadırlar.

Ailelerse; tipik olarak, çocukluk dönemlerinden itibaren çocuklarında beklentilerinden farklı emareler görseler de bu durumu sıklıkla yok sayma eğiliminde olmakta, fark ettiğinde de:

  • Düzeltme gayesiyle doktor doktor gezdirme,

  • İnternetten okuduğu yalan/yanlış bilgilerle hareket etme,

  • Şiddet uygulama (sözel, fiziksel,duygusal),

  • Soru yağmuruna tutma/özel hayatını didik didik etme,

  • Adının çıkmaması gibi gerekçelerle çocuğunun gerçekliğini yakınlardan ve toplumdan gizleme,

  • Yok sayma/konuyu kapama/ilgisizlik sergileme

  • İkna etmeye çalışma,

Sahip olmadığı bir cinsel yönelime ya da olmadığı bir cinsel kimliğe işaret eden davranışlara zorlama gibi bireyi daha da travmatize etmeyle sonuçlanan tutumlar sergileyebilmektedir.

Açılmanın erken aşamalarında bireyler cinsel yönelimlerini ya da cinsiyet kimliklerini değiştirme çabasına girebilmekte, tedavi ettiğini iddia eden kişi ve kurumlara başvurup buradaki yanlış uygulamalardan daha fazla zarar görebilmektedirler.

LGBTİ+ olmayı tedavi ettiği iddiasındaki kişi ve kurumlar birey ve aile olmak üzere iki farklı ata oynayarak ne yazık ki kendine yeni kurbanlar sağlamaktadır. Aile çocuğunu yanlış yetiştirdiğine inandırıldığı için suçluluk içinde habire yeni ebeveynlik becerileri sergilemeye çalışırken; LGBTİ+ birey ise utanç içinde bu zaafiyetten kurtulabileceği ve reddedildiği heteroseksist** dünya tarafından nihayet kabul göreceği umuduyla bu tedavilere sarılabilmektedir. Şimdi bu sözde tedavilere ve uygulamalara biraz değinelim.

 
 
**heteroseksist: Heteroseksüel olmamanın aşağılandığı, damgalandığı, heteroseksüel olmaya zorlandığı, temel insani haklarına ulaşmasının dahi desteklenmediği şiddet içeren davranış ve tutumları tanımlar.
equinox
 

Onarım Terapileri nedir?

Onarım terapileri; sağlık uzmanları tarafından uygulanan, bir kişinin cinsel yönelimini veya cinsiyet kimliğini değiştirmeye çalışan "dönüştürme terapisi" ve "cinsel yönelim/cinsiyet kimliği değişiklik çabalarının tümü”nü tanımlamaktadır. Buna, cinsiyet ifadesi ve davranışları değiştirme girişimleri veya hemcinse yönelik cinsel yönelimi ortadan kaldırma veya azaltma girişimleri de dahildir.

Geçmişte bazı sağlık profesyonelleri, kişileri LGBTİ+ olmaktan alıkoymaya dönük olarak; akıl hastanesine yatırma, kastrasyon, östrojen tedavisi, psikotropik ilaçlar verme ve elektrokonvülsif şok terapisi gibi aşırı ölçülere varan yöntemlere başvurmuştur. Bazı uzmanlar geçmişte olduğu gibi tiksinme koşullandırması gibi teknikler kullanmaya devam ediyor olsa da, günümüzde bilişsel davranışçı terapi teknikleri, psikanaliz ya da travma terapisi gibi birçok uygulama bu amaca dönük, yontularak uygulanmaktadır.
 

Onarım Terapilerinde Nasıl Teknikler Kullanılıyor?

Terapistlerin cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliğini değiştirme iddiasıyla sıklıkla kullandıkları bazı davranışçı teknikler şunlardır:

  • Tiksindirme koşullaması: Bu yöntem olumlu bir uyaranın tekrar tekrar hoşnutsuzluk veren bir uyaran ile eşleştirilmesini içerir. Şimdilerde kullanılan şekli, kişiden onu cinsel açıdan uyaran bir hayal kurmasını isteyip, o hayale heyecanı arttığı sırada onu rahatsız edebilecek bir görselin hayale dahil edilmesi şeklindedir. Aslında bu yöntem cinsel terapilerde erken boşalma sorununa dönük kullanılan bir müdahale olup onarım terapilerine göre uyarlanmıştır.

  • Danışana homoerotik görüntüler gösterilirken mide bulantısı, kusma veya felç hissi uyandıracak bir uyaran verilmesi.

  • Danışandan hemcinsine dönük erotik imgeler veya düşünceler zihninde uyandığında bileği etrafına taktığı elastik bantı çekip bırakmasının istenmesi. Bu yöntem de aslında kendini kesme vb. kendine zarar verme davranışlarını azaltmak için geçmişte uzmanların sıklıkla önerdiği bir yöntemdi.

  • "Sen bir erkeksin" ya da "Sen bir kadınsın!" tipi ayna karşısında kendine telkin verme. Özellikle translara (transgender)*** dönük uygulanmaktadır.

  • Orgazmın yeniden koşullaması (Orgasmic reconditioning): Tipik olarak, danışanın baskın fantezisi ile mastürbasyon yapması ve orgazm yakınlaştığında geleneksel bir cinsel uyarıcının veya davranışın fantezisine geçmesi istenir ya da heteroseksüel cinselliği simgeleyen bir görsel fanteziye dahil edilir.

  • Doygunluk terapisi (Satiation therapy): Kişi eşcinsel fantezilerini sözlü olarak tarif ederken, bir yandan da mastürbasyon yapması istenir. Bu yolla aşırıya varan uyarım yapılarak doygunluk sağlanması hedeflenir. Kişiden eşcinsel fantezileri ortadan kayboluncaya veya en azından azalmış olana dek devam etmesi talep edilir. Bu yöntem özellikle obsesif kompülsif bozukluğun tedavisinde geçmiş yıllarda sıklıkla kullanılmaktaydı (Örneğin; temizlik obsesyonu olan kişinin temizlik yaptığı saatlerin arttırılması ya da sıklaştırılması –yalnızca gündüz değil gece belirli saatlerde uyandırılarak temizlik yapmasının istenmesi-gibi)

Ayrıca, danışanların davranışlarını daha stereotipik olarak kadınsı veya erkeksi yapma teşvikleri, atanan cinsiyet rollerine uymamayı cezalandırma ve heteroseksüel flört becerilerini öğretmek bu amaca dönük olarak kullanılmaktadır.

 
***transgender: Cinsiyet kimliklerini atanan cinsiyetten farklı bir şekilde tasvir etmek isteyen insanlara işaret eder.
equinox
 

Bilişsel-davranışçı düzeyde:

  • Yeniden çerçeveleme yöntemiyle mevcut durumu farklı bir şekilde tanımlayarak kişide düşünce değişimi hedeflenmektedir. Örneğin; hemcinsinden hoşlandığını düşünen birinin: “Sen aslında hemcinsinden hoşlanmıyorsun; yalnızca hemcinsinle yakınlık kurmaya dönük karşılanmamış ihtiyaçların var” gibi bir açıklamayla düşüncesini yeniden yapılandırmak gibi.  

  • Düşünce yeniden yapılandırılırken, danışandan karşılanmamış ihtiyacını doyurabilmenin alternatif yollarını araştırması gibi egzersizler de destekleyici ev çalışmaları olarak istenebilmektedir. Deminki örnekten yola çıkarsak; danışanın (sözde) gerçek yakınlık kurma ihtiyacına dönük olarak, yakın hemcinsten arkadaşlar edinebileceği yeni hobilere ya da ortamlara yönlendirilmesi vb. egzersizler örnek olarak verilebilir.

Bu tip yöntemler LGBTİ+ eğilimleri azalttığını iddia ederken; bir yandan da alt metinde LGBTi+’ların hemcinslerinden hiç arkadaşları olmadığı, bütün hemcinsleriyle cinsel ilgi üzerinden ilişki kurduğu varsayımı gibi birçok temelsiz yargıyı da içermektedir.

Bunlara ek olarak; danışanın sözde bilincinde olmadığı gereksinimlerini açığa çıkarma iddiasında: beden çalışmaları, hipnotik telkin ve son zamanlarda EMDR Travma terapisi gibi yöntemlerle de danışanın daha derin inanç kalıplarıyla çalışılmaktadır.

Onarım terapisi gerçekte nelere yol açıyor?

Onarım terapisinin çağdaş versiyonları, geçmişte kullanılanlardan biraz daha az şok edici öğeler taşısa da bilimsel geçerlilikten eşit derecede yoksundur. Özellikle ebeveynlerinin gözetiminde bu tip tedavilere sürüklenen daha küçük yaşlardaki bireyler bu terapilerden ciddi zararlar görmektedir.

Amerikan Pediatri Akademisi cinsel yönelimin genetik, hormonal ve çevresel etkenlerin etkileşimi sonucunda ortaya çıktığını belirtmektedir. Cinsel yönelimi ve cinsiyet kimliğini değiştirmeye dönük müdahalelerin kişide suçluluk ve kaygı uyandırırken, oryantasyonda değişiklikler yapma potansiyelinin çok az olduğunu veya hiç olmadığını dile getirmektedir (1).

Benzer şekilde, 2009'da APA bildirilen vakalar üzerinden risklere dair bir rapor yayınlamıştır. Bu raporda geçtiği üzere: Depresyon, suçluluk, çaresizlik, umutsuzluk, utanç, sosyal geri çekilme, intihara eğilim, madde bağımlılığı, stres, hayal kırıklığı, kendini suçlama, azalmış benlik saygısı ve başkalarına güvensizlik duyma, kendine karşı nefretin artması, ebeveynlere düşmanlık ve suçlama, kendine karşı öfke ve ihanet etmişlik duyguları, arkadaş ve partner kayıpları, cinsel ve duygusal yakınlık sorunları; cinsel işlev bozuklukları, yüksek riskli cinsel davranışlar, dissosiyasyona varan algısal bozulmalar, zaman ve kaynakları boşa harcama hissi vb. bu terapilere maruz kalan kişilerde görülen durumlara örnek verilebilir (2).

Geçmişten Bugüne:

Kirk Vakası

Psikolog George Rekers, 1970'li yılların başından itibaren kamuoyuna duyurulan bir davada, kadınsı davranış sergileyen Kirk Murphy adlı beş yaşındaki bir çocuğa onarım terapisi uygulamıştır. Rekers, Kirk'ün ebeveynlerine; Kirk "eril" davranış sergilediğinde ödüllendirmesi ve "dişil" davranış sergilediğinde cezalandırması talimatını vermiştir (ihmal ederek veya şaplak atarak).

Rekers, bu tedavinin Kirk'ün eşcinsel olmasını engelleyeceğini iddia ederek, ilerleyen yıllarda Kirk’e yaptığı müdahaleleri bir başarı hikayesi olarak sunan bir makale bile yayınlamıştır. Bu uygulamanın diğer savunucuları da LGBTi+ bireylerin maruz kaldığı damgalamayla ve ayrımcılıkla mücadele edenleri saf dışı bırakmak için Rakers’ın makalesini yıllarca dayanak olarak kullanmaya devam etmiştir. Bununla birlikte, Kirk’ün aslında gey olduğu ve yaşamı boyunca Rekers'in "tedavileri" nin neden olduğu şiddetli psikolojik sıkıntıyla mücadele ettiği görülmüştür. Kirk, 17 yaşındayken sergilediği ilk intihar girişiminde kurtulmuş; ancak ne yazık ki 38 yaşındayken yaptığı intihar girişimi ölümle sonuçlanmıştır.

 
equinox
 

Tanılama Sistemleri

Eşcinsellik uzun yıllar boyunca bilim dünyasında “normal”den sapma ya da bir “hastalık” olarak etiketlenmiştir.

Amerikan Psikiyatri Derneği’nin, Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı’nın (DSM) 1952 yılında basılan ilk sürümünde eşcinsellik, sosyopatik kişilik bozuklukları sınıflandırmasının altında yer almıştır.

1968 yılında basılan DSM-II’de ise eşcinsellik, psikotik olmayan zihinsel bozukluklar sınıflandırmasına kaydırılmıştır.

1970’ler, eşcinselliğe yönelik ön yargının bilimsel anlamda tartışmaya açıldığı yıllardır. Kirk vakası gibi daha nice vaka kamuoyu önünde büyük tartışmalara yol açmış, tüm bunların üzerine verilen yoğun mücadele ile 1980 yılında basılan DSM-III’de eşcinsellik herhangi bir bozukluk kategorisinde yer almamıştır. Ancak DSM-III’de egodistonik eşcinsellik adında, eşcinsel olmaktan duyulan rahatsızlığı ifade eden bir tanı kategorisi tanımlanmıştır.

1986’da basılan DSM-III-R ile birlikte egodistonik eşcinsellik de dahil olmak üzere, eşcinsellikle ilgili tüm referanslar DSM’den çıkarılmıştır.

Öte yandan; kişinin doğduğundaki atanan cinsiyeti, cinsiyet özellikleri ve cinsiyet rolüyle cinsiyet kimliği arasında örtüşmeme, uyuşmazlık nedeniyle yaşadığı sıkıntı ve stres “cinsiyetinden hoşnutsuzluk (gender dysphoria)” olarak adlandırılmaktadır. Geçmişte cinsiyetinden hoşnutsuzluğu olan kişilere DSM IV- TR’ye göre ‘cinsel kimlik bozukluğu’ tanısı konulmakta ve karşı cinsiyetle güçlü ve sürekli özdeşim kurma gerekli görülmekteydi. 2013’te yayınlanan DSM 5’te ise, cinsiyet kimliğiyle ilgili değişkenlik dikkate alınarak, cinsiyet kimliğinin bedensel cinsiyet ile örtüşmemesinin farklı derecelerini de içerecek şekilde ‘cinsiyetinden hoşnutsuzluk’ tanı kategorisi tanımlanmıştır.

LGBTİ+ Bireylerle Psikoterapi Nasıl İlerler?

 
equinox
 

Equinox Psikiyatri ve Terapi ekibi olarak; güncel bilimsel bilgiler ışığında ve insan haklarına duyarlılığın getirdiği etik sorumlulukla LGBTİ+ olmayı hastalık olarak değerlendirmemekteyiz.  

LGBTİ+ bireylerle yürüttüğümüz psikoterapilerde; toplumun cisgender ya da heteroseksüel bireyleriyle yürüttüğümüz terapilerden farklı bir yaklaşım sergilemeyerek, LGBTİ+ bireylerin biteviye maruz kaldıkları ayrımcılığın yol açtığı sorunlarla sağlıklı başa çıkabilmelerini destekleyen ve açılma sürecinin dinamiklerini tedavinin ana iskeletine yerleştiren olumlayıcı terapi modellerini (affirmative therapies) uygulamaktayız. Bu doğrultuda, DSM-5’te yer  “cinsiyetinden hoşnutsuzluğa” güncel yaklaşımımız ise, öncelikle ayrıntılı biçimde kişinin ruhsal, bedensel ve sosyal değerlendirmesini yapmak ve bireye kademeli olarak bedensel cinsiyet özelliklerinin cinsiyet kimliğine uygun hale getirilmesi konusunda destek vermek ve eşlik etmek biçimindedir.

Referanslar

  1. Frankowski, B. L., Kaplan, D. W., Diaz, A., Feinstein, R. A., Fisher, M. M., Klein, J. D. ve Yancy, W. S. (2004). Sexual orientation and adolescents. Pediatrics, 113(6), 1827-1832. DOI:10.1542/peds.113.6.1827PMID 15173519.

  2. APA, 2009. Report of the American Psychological Association Task Force on Appropriate Therapeutic Responses to Sexual Orientation.