İstediğiniz Halde Cinsel İlişkiye Giremiyor Musunuz? Sorununuz Vajinismus Olabilir
Klinik Psk. Ilgın Arpacı
İstediğiniz Halde Cinsel İlişkiye Giremiyor Musunuz? Sorununuz Vajinismus Olabilir
İstediğiniz halde cinsel ilişkiye giremiyor musunuz? Bu durum ilişkiniz veya evliliğiniz için oldukça yıpratıcı olabilir. Bu yüzden bir an önce bu soruna bir çözüm bulmanız gerekir. O halde problemin vajinismustan mı kaynaklandığını belirlemek için öncelikle ne olduğuna bir göz atalım.
Organik nedenlerden kaynaklanmayan vajinismus, psikoseksüel bir bozukluktur. Başka bir deyişle, cinsel ilişki girişiminde bulunan sağlıklı kadınların, vajinayı çevreleyen kaslarının, penil penetrasyonunu (penisin vajina içine girmesini) ağrılı veya imkansız kılarak kasılmasıdır. Aynı zamanda bu kasılmalara ağrı, korku ve vulvada (kadın dış genital organları) yanma hissi de sıklıkla eşlik etmektedir. Genellikle kaş spazmları cinsel ilişki beklentisi içine girildiğinde ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden de çiftler bunu ‘penisin vajina içerisinde bir duvara çarptığı’ hissiyle tanımlamaktadır. Bununla birlikte, kasılmalar pelvik muayene sırasında da görülebilmektedir. Daha üç örneklerinde ise spazmlar tampon kullanımı ya da vajinaya parmak veya spekulum girişi sırasında da oluşabilmektedir.
Vajinismusun toplumda görülme sıklığına dair bilgiler yetersiz olsa da, muhafazakar toplumlarda daha fazla görülmektedir. Dolayısıyla toplumsal ve kültürel faktörlerin vajinismusun ortaya çıkışında etkili olduğu söylenebilir. Vajinismusun nedenleri arasında ilişkisel problemler, endişe, çocuklukta cinsel taciz, cinsel bilgi eksikliği, vajinanın penetrasyon için fazla küçük olması veya vajinanın kirli olması gibi vajina ve penis boyutuyla ilgili yanlış inanışlar ile hamilelik ve doğum yapma korkuları sayılmaktadır.
Vajinismus iki şekilde görülmektedir. Birincisi, primer vajinismus olarak adlandırılmakta ve ilk cinsel ilişki deneyiminin tamamlanamaması veya primer infertilite olarak ortaya çıkmaktadır. Vajinismusun ikinci türü olan sekonder yani sonradan gelişen vajinismus ise daha önce cinsel birleşme yaşamış ve sonucunda da çocuk sahibi olmuş bir kadının artık koiti (cinsel ilişkiyi) gerçekleştirememesi anlamına gelmektedir.
Birinci durumdaki kadın sürekli olarak vajinasının çok küçük olduğunu, kızlık zarının çok kalın olduğunu veya kızlık zarında bir bozukluk olduğunu düşünmektedir. Dolayısıyla da kendisi, bedeni ve cinsiyetinin olgunluğuyla ilgili soruları veya erkek ile penisi ve hatta koit hakkındaki düşüncelerinin yanında muhayyel vahşeti akla getirmektedir. Sıklıkla da çok kanlı bir şekilde gerçekleşeceğini düşündüğü kızlık zarının yırtılması düşüncesi onu dehşete düşürmektedir. Bazı kadınlar için bunlar cinselliğin olası korkunç sonuçlarıdır, en başta da hamileliğin. Çocuk sahibi olmak, belki de, annenin bedenini yırtma, hatta onu öldürme riskini taşıyan bir yabancıyı bedeninde barındırmak gibi olacaktır.
Cinsellik ve çocuk sahibi olmak, ebeveynlerinin gözünde kadının meşruiyet kazanmasına sebep olmaktadır. Arzu edilir olmanın veya çocuk konumundan sıyrılarak yapılan sadakatsizliğin yarattığı endişe çok güçlü olduğunda bilinçdışı, yerine bunun gibi başka bir semptom koyarak kendini bu endişeden korumaya çalışmaktadır. Libido yokluğu, çoğunlukla bilinçdışının cinsellikten kaçınmak için kullandığı bir mekanizmaysa, cinsel ilişkiye girmenin imkansızlığı, durduralamaz bir korunma ihtiyacını göstermektedir.
Tüm korkularda olduğu gibi vajinismus da kas hipertonisiyle yani kas gerginliğinde anormal bir artışla sonuçlanmaktadır; bu durumda ise vajina girişini çevreleyen pelvik taban kaslarının kasılmasıyla. Bu istenç dışı hareket, bilinçli olarak arzu edilse bile tüm vajinal girişlere engel olmaktadır. Ancak kas gerginliği yalnızca bu bölgeyle sınırlı kalmamaktadır. Kalçalar genellikle gerilmiştir ve bacaklar penetrasyonu pek kolaylaştırmayacak şekilde kapalıdır.
Sekonder vajinismusta ise geçmiş deneyim ve cinsel kapasitesine rağmen kadının vücudu aniden bunları reddetmektedir. Bu durumda, bu ani değişikliğin altında doğum yapma, ayrılık, kayıp, aşağılanma gibi travmatik bir olayın varlığı sorgulanmalıdır.
Araştırmalar vajinismus tedavisinde en çok tercih edilen yöntemin cinsel terapi olduğunu göstermektedir. Terapi sonrasında, çiftlerin genellikle yaklaşık %80’inin ağrısız penetrasyonu gerçekleştirebildiği ve uzun vadede bunu sürdürebildiği görülmektedir. Ayrıca partner ilişkisinde iyileşme ve anksiyetede azalma da buna eşlik etmektedir. Bununla birlikte iyi bir partner ilişkisine sahip, motivasyonu yüksek çiftlerin tedaviden daha iyi bir sonuç aldığı görülmektedir. Kızlık zarının ilişkiye izin vermeyecek kadar sert ve kalın olduğu şeklinde konulan yanlış tanılar, gereksiz himenektomi (kızlık zarının alınması) veya himenotomi (kızlık zarının kesimi) ile sonuçlanabilmektedir. Ancak cerrahi müdahaleler vajinismusu daha da kötüleştirmekle birlikte sonrasında yapılacak cinsel terapinin de etkisini azaltabilmekte ve terapiyi zorlaştırabilmektedir.