Sanal Zaman Aşkları
Prof. Dr. Ayhan Kalyoncu
Uzm. Psk. Buse Ünlü
Genellikle “kadın” ve “aldatmak” kelimelerini aynı cümle içinde kullanacak olursak, cümlenin kalanını “skandal” ve “ahlaksız” sözcükleriyle devam ettirmemiz beklenir. Pek tabii toplumumuzda cinsiyetlere yönelik kanıksanmış algılar, ilişkilerde bize aldatan tarafın genellikle erkek olduğunu ve bunun tersinin, yani kadının aldatmasının toplumsal olarak kabul görmeyeceğini söyler. Erkeğin dominantlığını pekiştirerek aldatmasını normalize eden bu kültürel önyargıyı bir yana bırakırsak, yapılan araştırmalar kadınların da en az erkekler kadar eşlerini aldattığını ortaya koymuştur.
Peki aldatanın sadece erkekler olduğuna dair önyargı nereden gelir? Niçin erkeklerin kadınlara nazaran aldatmaya daha meyilli olduğu sanılır? Bu durumu açıklayabilecek olası bazı nedenler şöyle:
Batı kültürleri erkeğin aldatmasına karşı daha bağışlayıcı davranırken, aynı şeyi yapan kadın olduğunda onu “kötü kadın’’ olarak görme eğilimindedir.
Erkek egosu, “Belki de aldatılıyorumdur!’’ düşüncesini bile kaldıramayacak kadar kırılgandır.
Erkeklerin toplum içinde özellikle argo ifadelerle dolu küfür içeren cinsel içerikli konuşmaları kadınlara nazaran daha kolay yapabilmeleri, cinselliğe daha yatkın fiziksel dışavurumlar yaşayacaklarını düşündürür.
Kadınlar aldatmakta ve kandırmakta erkeklerden daha beceriklidirler.
Erkekler;aldatırken daha kolay yakalanır.
Kadınlarla erkeklerin aldatma nedenleri çoğunlukla farklılık gösterir. Aslında bu durum son derece ilginç görünse de, çok derin düşünmeden bile nedenlerini algılayabilecek basit evrimsel bilgiye sahibiz! Şöyle ki; kadınlar seksi bir tür duygusallık ve ilişki paralelliğinde yaşamak isterler. Halbuki erkekler için seks genellikle nesneleşmiş bir cinsel deneyim olarak anlam bulur. Bu nedenle kadınların aldatma davranışı içine girmesindeki motivasyon duygusal uyarılmayla olurken, erkekler için çoğunlukla tamamen duygulardan izole yaşanan cinsel aktivite şekildedir. Aldatan erkekler porno izlemek, striptiz kulübüne gitmek ve seks işçileriyle birlikte olmak gibi fiziksel yönü kuvvetli olan cinsel aktiviteleri tercih ederlerken, kadınlar romantizmi içinde barındıran cinsel ilişkilerden hoşlanırlar.
Gelişen teknolojiyle ortaya çıkan sosyal medyada tanışılan yeni partnerlerle evlilik dışı cinsel yaşantılar yaygınlaşmıştır. Özellikle ABD ve İngiltere’de evli kişilerin “çöpçatan siteler sayesinde ulaştıkları yeni partnerleriyle gizlice cinsellik yaşamaları kolaylaşmıştır.. İki bin kadın ile iki bin erkeğin bu siteler üzerinden katıldıkları bir anketin sonuçlarına göre, kadınların yüzde 57’si evlilik dışı ilişki yaşadıkları erkeklere karşı sevgi duyduklarını bildirmişlerdir. Erkeklerde ise bu oran sadece yüzde 27 olarak belirlenmiştir. Bu araştırmaya göre, aldatan kadınların ilişki yaşadıkları erkeklerle yakın bir bağ kurma istekleri olduğu ya da birtakım duygusal paylaşımlarda bulunmaya muhtaç oldukları düşünülebilir. Hatta erkeklerin bu kaçamaklara dair düşünceleri ne olursa olsun, bunu bilen eşlerinin duygusal bir bağ kurulduğu hissine kolayca kapılabildikleri saptanmıştır.
Tabii bu araştırmaların sonuçlarını değerlendirirken dikkat edilmesi gereken en önemli husus, bu araştırmaların, kadınlar üzerinde cinsellikle ilgili sosyal baskının ülkemize nazaran çok daha az olduğu toplumlarda yapılmış olmasıdır. 30 yıllık meslek yaşantım süresince eşini aldattığı için suçluluk duygusu yaşayan çok az sayıda erkek görmeme rağmen, seks işçiliği yapan kadın danışanlarımın kendilerini üç dört kez üst üste ziyaret eden müşterilerine karşı özel duygular hissettiğine defalarca şahit oldum. Ayrıca bugüne kadar gördüğüm eşini aldatmış kadınların neredeyse tamamı çeşitli derecelerde suçluluk duygusu yaşıyorlardı. Hatta cinsel birleşme yaşamadığı halde sadece basit birkaç konuşma veya fiziksel yakınlaşma yaşayan kadın danışanlarımın da çoğunun suçluluk duygusu yaşadığına şahit oldum. Aynı şekilde birden fazla partnerle cinsel ilişkiye giren kadın danışanlarımın çoğu bu durumdan şikayetçiydiler, ama erkekler için birden fazla cinsel partnerinin olması sadece övünç kaynağı oluşturmaktaydı.
Günümüzde Aldatmak Kolaylaşıyor
Bir zamanlar kişilerin sosyal çevresinin oluşması yüz yüze etkileşimlere, birebir görüşerek sosyalleşmeye ve “gerçek” hayatta tanışmaya bağlıyken günümüzde bu düzenin neredeyse tamamen değiştiğini söylemek yanlış olmaz. Geçmişte kaçamak yaşayanlar beraber oldukları insanları ya arkadaş grubundan, ya iş ortamından ya da çeşitli sosyal ortamlarda flörtleştikleri kişilerden seçiyorlardı. Yani ulaşabilecekleri kişilerin sayısı sınırlı kalıyordu. Bugün içinde bulunduğumuz şartlara baktığımız zaman çeşitli dijital teknolojilerin kullanımıyla ulaşım alanlarımızın sınırları bir hayli genişlediğini için kaçamak yapmak için seçenekler çoğaldı. Potansiyel partner havuzunu artık fiziksel tanışmalar değil, çoğunlukla “online” kimlikler oluşturuyor.
Bir kez daha kültürel yapımızı hatırlayarak, erkeklerin teknolojiyle daha iç içe olduğu ve dolayısıyla sanal dünyadaki “aldatma” sitelerini kullanma potansiyellerinin daha fazla olacağı önyargısını rafa kaldırmamız gerekir. Sosyal medya ve ‘chat’leşme paternleri düşünüldüğünde, kadınların, özellikle de genç kadınların, çoğunlukla internetin farklı mecralarında erkeklerden daha aktif olduğunu görüyoruz. Örneğin kadınlar erkeklerden daha çok mesajlaşıyor, Facebook, Instagram gibi sosyal medya mecralarını daha etkin kullanıyor ve bu mecraların interaktifliğinden daha çok yararlanıyor. Ayrıca dikkat çeken önemli bir nokta da kadınların erkeklere nazaran daha çok ileti, fotoğraf ve yazı paylaşımı yaptıkları ve bu paylaşımların içeriğinde de limitlere hapsolmadan daha özgür mesajlar gönderebiliyor olmalarıdır. Tabii ki özellikle sosyal iletişim kısıtlılığı olan, evinden çıkamadığı için yeni insanlarla tanışma olasılığı bulunmayan mutsuz ev kadınları için, internet ortamının cazibesi daha yüksektir
Kadınların gerçek hayatta istedikleri ile sanal dünyada aradıkları şeylerin aslında birbirinden hiç de farklı olmadığını görüyoruz. Evet, kadınlar kuracakları anlamlı duygusal bağlar peşindeler. Ancak bunun için kullandıkları dijital bağlantılar, arzulanan bu duygusal bağı getirirken beraberinde cinsel uyarılma da sağlıyorsa neden olmasın!
Bakın eğer bu internette “aldatma” sitelerinin nasıl hizmet verdiğine dair bir fikriniz yoksa, şöyle buyrun: ABD’de ortaya çıkan ve evlilik dışı beraberliklerin kolayca yaşanabilmesi için hazırlanan Ashley Madison adlı site ve akıllı telefon uygulaması, “Hayat kısa, bir kaçamak da siz yaşayın’’ sloganıyla yayına başlar başlamaz çok kısa bir zamanda 21 milyon üye sayısına ulaştı. Bu site üyelerine adeta haz dolu, gizli ve heyecanlı bir ikinci hayat yaşama imkanı vaat ediyordu! Bu sitenin üyelerinin yüzde 80’inin evli olduğu düşünüldüğünde, dijital teknolojiler sayesinde oluşturulan bu yetişkin oyun parkında aldatma oyununun “kurallarına göre” nasıl oynandığı ortaya çıkıyor. Aldatmanın tabu olmaktan çıktığı bu yeni sanal dünya düzeninde, mesafelerin önemi olmadan klavyeler ve web kameralarıyla buluşmalar planlabiliyor, hatta ekran başından cinsellik bile yaşanabiliyor.
Kadınlar Neden Aldatır?
İhanet kadın erkek ilişkilerinde çok sık yaşanan durumlardan biridir. Her ne kadar aldatma denince akla ilk olarak erkekler gelse de, kadınlar da aldatabilir. Evet hep erkekler aldatır diye düşünülürken artık kadınlarda da aldatmanın yaygınlaştığına şahit oluyoruz. Peki bir kadın isteyerek ve severek birlikte olduğu eşini, sevgilisini neden aldatır?
Hak ettiği takdiri ve ilgiyi alamadığını düşünüyorsa, ihmal ediliyorsa: İlişkisinde kendisini eş ya da kız arkadaş olmaktan çok evin hizmetçisi veya sadece çocukların bakıcısı gibi hisseden kadınlar aldatabilirler. Kadınlar, sadece işlevlerinden dolayı değil de kişisel özellikleri için kendilerini takdir edecek dış etken arayışında olmaya daha meyillidirler.
Yakınlık arayışı: Erkeklere göre kadınlar, partnerleriyle kurdukları seksüel olmayan duygusal etkileşimlerde kendilerini daha değerli ve ilişkiye sadık hissederler. Örneğin ilişkisinde öpme, sarılma, hediye alma, hatırlanma gibi anlamlı romantik öğeler olmayan kadınlar, bu yakınlık ihtiyaçlarını dışarıda arama davranışına yönelerek yaşadıkları boşluk duygusunu bu şekilde kapatacaklarını düşünebilirler. İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, eşlerini aldatan kadınların yüzde 34’ü evliliğinde mutlu olduğunu belirtmişken, erkeklerde bu oran yüzde 56’dır. Bu durumu evliliklerinde istedikleri yakınlığa sahip olmadıklarını düşünen kadınların, bu ihtiyaçlarını başka bir ilişkide bulmaya çalışmaları diye açıklayabiliriz.
Yalnızlık: Eşleri işteyken çocuklarına bakmak zorunda olan ya da çocukları büyüyerek evden ayrılmaları ile birlikte evde tek başına uzun saatler geçirmeye başlayan bazı kadınlar hayatlarının giderek tekdüze bir hale geldiğini ve yaşamlarının anlamını kaybettiğini düşünebilirler. Bunun sonucunda yaşayacakları bir kaçamağın, hayatlarına heyecan katacağını zannedebilirler.
Hiçbir zaman tamamen sevildiğine inanmıyor ve takdir edildiğini düşünmüyorsa: Bazı kadınlar eşlerinde bulmanın hayalini kurdukları, idealize ettikleri duygusallığı ve bazen de gerçekçi olmayan beklentileri yüzünden hayal kırıklığına uğrayabilirler. Bazı kadınlar, her ihtiyacının eşleri tarafından karşılaması gerektiğine inanabilir ve hatta onlardan bu ihtiyaçların neler olduğunu da önceden tahmin etmelerini sağlayacak bir “akıl okuyucu” hassasiyetine sahip olmalarını isteyebilirler. Eğer eşleri, bu görevi yeterince yerine getiremiyorlarsa, kadınlar beklentilerini karşılayacak ve istedikleri ilgiyi alabilecekleri başka kişilere yönelebilirler.
İntikam alma isteği: Bazen kadınlar eşleri tarafından küçük düşürüldüklerini hissettiklerinde (genellikle ekonomik veya cinsel olarak) onlara ihanet ederek bir tür karşılık verebilirler. Aldatma davranışında bulunma sebebi intikam olan kadınlar, bunu genellikle gizlice yapmazlar.
İlişkiyi bitirme isteği: Bazı kadınlar, eşleriyle yaşadıkları ilişkiyi bitirmenin kolaylaşması ve onları ilişkiden soğutmak için aldatabilirler. Bazı durumlarda ise, kadınlar ilişkiyi bitirmek isteseler bile başka bir kişiyle yeni bir ilişkiye başlamadan halihazırdaki ilişkilerini bitirmeye cesaret edemeyebilirler.
Aşk ve seks bağımlılığı: Bazı durumlarda kadınlar kendilerini rahatsız eden duyguları düzenleyebilmek, depresyon, anksiyete, özgüven düşüklüğü, çözülmemiş çocukluk travmaları gibi psikolojik problemlerden kurtulabilmek için kendilerini sonsuz bir seks ve romantizm akımına bırakabilirler. Bu gibi durumlarda ilişkisel yakınlıktan çok, yoğun bir duygusallık tercih edilir. Duygusal olarak tutarlı olmayan kişiler, sadece romantik ve cinsel aktivitelerde bulundukları sürece değerli olacaklarına inanırlar.
İlişkinin devam ettirilme motivasyonunun sağlanması: Bilindiği gibi eşini aldatma insanlara mahsus bir davranıştır. Yaşadığımız dünyada diğer canlılar arasında eşini aldatıp başka bir türdaşı ile ilişkiye girip daha sonra da tekrar eşine dönen canlı türü yoktur. Yani eşini aldatmak insana özgüdür. Peki niye aldatılan eşe geri dönülür?
Aslında eş ile olan ilişki aldatılmaya rağmen birince derece tercih nedeni olduğu için aldatan, aldattığı eşine geri döner. Aldatma eylemi ile doyurucu seks, duygusal tatminsizlik ve heyecan gibi evliliğinde eksik olan şeyler tamamlanmış olur. Böylece eksikler tamamlandığı için aslında güvenilir olan ve birinci derece tercih edilen eş ile sürdürülen beraberliği devam ettirecek motivasyon sağlanmış olur. Böylece ilişkideki eksikler tamamlandığı için güvenilir eş ile devam ettirilen beraberlik kişiyi daha rahat ve huzurlu kılar. Halbuki aldattığı kişi ile daha doyurucu seks ve duygusal tatmin yaşansa bile ilişki güvenilmez olduğu için tercih edilmez.
Bütün bunlar ne anlama geliyor?
Aldatmak birçok yönüyle çok yıkıcı olabilir. Toplumda var olan algının aksine, aldatılma sadece erkekleri değil, kadınları da eşit şekilde yaralar ve üzer. Cinsel aktivite olsun ya da olmasın, aldatılmalarda kadına ve erkeğe en çok acı veren şey, eşlerin birbirinden sakladığı sırlar ve söylenen yalanlar üzerine yeni yalanlar inşa edilmesidir. Çoğunlukla kadın ya da erkek aldatıldığını öğrenip bu durumu eşi ile yüzleştirse bile genellikle ilişkileri sona ermez ve aldatan eş bu gizli kaçamağa devam eder yani yakalanınca verilen tüm sözler ve edilen yeminlere rağmen aldatmalar sürer.
Aldatılma ortaya çıkmış olmasına rağmen çiftlerin çoğunluğu ayrılmazlar. Bu durumda ayrılmamak ilk bakışta çoğumuza anlaşılır gelmeyebilir ama aldatmaya rağmen ilişkilerini sürdüren eşlerin çok sayıda önemli nedenleri olabilir. Tabii ki bu nedenler ortak çocuklar, çeşitli sosyal baskılar ve ekonomik gerekçeler olabileceği gibi genellikle aldatanın da aldatılanın da önceliğinin bu nedenlerin hiçbirine bağlı olmadan diğer eş ile birlikte olmayı öncelikle tercih etmeleri olabilir.
İletişim!
“MÜKEMMEL BİR EVLİLİK, BİRBİRİNDEN VAZGEÇMEYEN İKİ KUSURLU İNSANIN BİRLİKTELİĞİDİR”
Eşlerin arasında iletişimin sağlıklı olması çok önemlidir. Eğer aldatma söz konusu olmuş ise yapılacak en doğru şey eşlerin birbirleriyle öncelikle “aldatma” kelimesinin anlamı hakkında konuşmalarıdır. Çünkü, kişilerin aldatmanın ne olduğuyla ilgili eşlerin farklı düşünceleri olabilir. Eşlerin bu konuda bir fikir birliğine varması önemlidir. Böylelikle ilişkide aşılmaması gereken sınırlar çizilirken, hangi durumların “aldatma” sayılacağı açıkça belirlenmiş olur.
Aldatmak çoğu kişiye göre, kişinin eşi dışında başka biriyle cinsel ilişki yaşaması olarak tanımlanır. Peki, çekici bir iş arkadaşıyla öğle yemeğine çıkmak aldatmak olarak sayılır mı? Hiçbir zaman yüz yüze görüşmediğiniz yabancılarla internet üzerinden mesajlaşmak aldatmak olabilir mi? Bu gibi sorular üzerinde açıkça konuşabilmek ilişkinin sınırlarını belirlerken, aynı zamanda aldatmanın anlamını eşinizle ortaklaşa oluşturarak girilmemesi gereken yasak bölgelerin anlaşılması açısından önemlidir.
Hayatınızda aldatma ile ilgili yaşadığınız olay ve durumlar sizi endişelendiriyor ve yarattığı problemlerden dolayı rahatsızlık duyuyorsanız, yardım almaktan çekinmeyin. “Bir kere yapan hep yapar” sözü sizin durumunuz için geçerli olmak zorunda değildir!
“Evlilik eve benzer. Evin bir musluğu bozulduğunda yeni bir ev almak gerekmez, bozulan musluğu tamir edersiniz.”
22 Eylül 2014 - Istinye, Istanbul